bugün

entry'ler (1651)

şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler

hayatıma daha farklı birilerini sokardım. çünkü bilirdim ki hepsi gidecek.

sizce mutluluk nedir

binlerce araçla elde etmek için savaş verdiğimiz kimi zaman öfkeyle takaslayıp kimi zaman parayla satın aldığımız duygudur mutluluk. her yaptığımızın ardında gerçek amaç, tek ve asıl ihtiyaçtır.

bazen biriyle birlikte olmak bazense yalnız kalarak yıldızlara bakmaktır. oturmaktır serin bir gecede. düşünmek, sadece kendini dinlemektir.

başkası için olmaktır mesela bazen. sevmek ellerini öpmektir sevgilinin. yüzünde nar çiçeği gibi tebessümünü, pembeleşen yanaklarını görmektir. birlikte geçirmektir zamanı, dans etmektir sokak lambasının altında alkış tutan çocuklarla. bazense çok sevilmektir.
merak etmektir kanadını gerip korumaktır severken göğsüne sokmaktır. saçlarını taramaktır. yumruk yapmış ellerini avucunun içinde ısıtmaktır.

emektir kimi zaman uğraş verip başarmaktır. hatta çabalamaktır. yazmaktır, boyamaktır içini, rahatlamaktır dökerek kelimeleri ilmek ilmek.

mutluluk çay içmektir. çay için.

güzellik hariç erkekleri aşık ettirebilecek şeyler

Belirgin net karakter ve tahmin edilemezlik. Istemeseniz de duygularınıza yön verebilmeleri.

iranı ın övülecek hiçbir şeyinin olmaması

Yüksek hoşgörüsü olan bir millet. Evleri kilitli değildir çünkü hırsızlık olmaz. Kapılarının önünden geçerken sizi çaya davet edebilirler hiç tanımadan. Onlardaki misafir anlayışı sanıldığının aksine bizden daha farklı. Ayrıca hiç paranız olmasa bile pul nadoram diyerek her satış yapılan yerde 5 kuruş paranız yokken yaşayabilirsiniz. Otantik tarihi ve mistik şehirleri var. Iran hiç sanıldığı gibi değil. Insanlikları türklerden çok üstün.

özlemek

insan özlüyor işte. Neyi özlediğini bile bilmeden özlüyor. Sadece bu duyguyu hissediyorum özlenen birisi bile değil. Bir özlem var sadece içimde.

düşününce istediğim yok bile ama öyle ağır ki birisine bağlandığında kolaylaşıyor sanki. Onu düşünmek özlemi hissetmekten daha kolay. Onunla hayal kurmak eskiye dair anıları canlandırmak tekrar elini tutmak gülüşünü görmek isteği sanki özlemi hissetmekten daha kolay geliyor.

Özlem geçmişe dair geçmişimde kimi istiyorsam o gün onu özlüyorum. Çoğu gün de aynı kişiyi. Zor olanı seçiyor gibiyim aslına bakarsan. Bu özlemi birisine adamakta bu ağır duygudan kurtarmıyor. Bu sefer de onun özlemi icimde aşkı tetikliyor. Asla karşılık alamayacağım. Aslına bakarsan bir süre onu da buna inandırabilirim. Belki biraz yaşayabilirim. Ama onu hayatımda da istemiyorum ki. Bu sadece yalanın yalanı doğurduğu gibi bir bağın başka bir bağı doğurması olur ama hepsi yalandan ibaret. Hepsi bir oyun..

Sadece içimdeki özlemi taşımak bunca uğraştan niye daha zor geliyor bilmiyorum.

Özlem çok zor bir duygu. Ve tanımı da yok. Çünkü içimde kalbimde midemde dönüp duran beynimi tetikleyip hücrelerime kanser gibi karışan adeta bir hastalık. Bu yüzden sevmiyorum özlemi.

Keşke diğer insanlar gibi özlem duymadan yaşamayı öğrenebilseydim.

chp adayı kim olsun anketi

Aklı selim yaşı erişkin çoğu insan Muharrem ince yerine yılmaz Büyükerşen diyecektir. Demeyenler zannederim ki kendisini pek tanımıyorlar. Muharrem incenin soyadıyla yakışır laf sokmalarından haz alan kesim muhtemelen kendisini oylayanlar. Buyukersen keşke olsa da meclis, türk aktif politikası yıllardır hasret kaldığı 'adam'ı görse. Ömrüm boyunca hiç bir partiye gönül vermedim üye olmadım sempati duymadım ama Büyükerşen aday olsun balkona resmini asacağım. Türkiye'nin son zamanlarda görebileceği en naif en zarif en dürüst siyasetçisidir, net.

kadınların erkeklerden istedikleri üç şey

ilgi
Sevgi
Hediye

Geriye kalanları bu üç şey zaten sağlar.

saçlarını kısacık kestiren kadın

Evet, kız arkadaşım. Kafa yapısı benden düzgün. Yine de cesaret işi herkes yapamaz sanırım.

türk sinemasının gelişememesinin nedenleri

-Kültür ve turizm Bakanlığının sadece aile filmi kategorisine katkıda bulunması ki bu da Recep ivedikvari filmler oluyor
-gecmiste sosyal politik sebeplerle sanat sayılabilcek filmlerin ve yönetmenlerin yasaklanması mesela metin Erksanın sevmek zamanı hiç bir salonda oynatılmadı
-sanat anlayışının gelişmesinin ve uyanmasının önüne geçmek için yapılan manipülasyonlar
-gercek sanatın çekimlerinde sadece yönetmenin kendi bütçesiyle çekim yapmak zorunda bırakılması sponsorluğun yapılmaması
-yeterince reklamlanmaması ve ana akım medya tarafından Tv'de gösterilmemesi ki buna en bariz örnek Nuri bilgenin filmlerini gösterebiliriz
-bu sebepler neticesinde tüketilir ürün ortaya koymak ve kazanmak kaygısıyla basit filmlere yönelimin artması

*Bu arada gelişmemesinin nedeni değil görülememesinin nedeni olmalı başlık birazda. Yoksa türk otör yönetmenlerin çok ciddi başyapıtları vardır türk sinemasının ciddi takipçisi olarak içtenlikle söyleyebilirim.

tatlı kız mı güzel kız mı

Evvelden yanımda bulununca göğsümü gerip övünemeyeceğim bir kadınla sevgili olmak istemezdim. Öyle ki küfür yemeye bile razıydım derler ya hep kıza bak adama bak.

Güzellik her ne kadar izafi de olsa benim aklımda bir profil her zaman olmuştur ve maalesef bütün kız arkadaşlarım da birbirine benzerler.

Öyle bir düşünce içerisinde yine yaşın geldi yummy diyerek evlenme kararı aldım. Sonra ise aynı görüntüde bir kadınla tanıştım kendimi de evliliğe alıştırdım.
Keza onu da.

Karar verdik sonra. Teklifti istemeydi nişandı oldu bitti.

Ama bir şeyler niyeyse yerine oturmuyordu. Çok güzeldi evet şöyle bir anım da var hatta arkadaşımla yürürken karşıdan nişanlım geliyordu o sıra arkadaş heyecanlandı,"yummy yummy oğlum gelen kıza bak" dedi. Herhalde bir beş saniye sessiz kaldım sonra nişanlım dedim. Çok kez özür diledi boş bulundu bir şey diyemezsin ki kaldı ki böyle bir şey yapan biri de değildi arkadaşım, çok mahçup olduğunu hissettim. Affettim her akil insan gibi. Ama usaltımda bir memnuniyette uyanmadı değil dedim ya güzel olmayan biriyle olamam şiarıyla yaşardım.

Her neyse demem o ki o kadar güzeldi ama bir şeyler olmuyordu. Eve gidip oturunca yüzüğü çıkarıp avucuma alıyordum bakıyordum hep. Yanlış olan neydi gelecekte beni ne bekliyordu yaşamım nasıl olacaktı. Bilemiyorum.
Evet güzeldi ama bu muydu bize lazım gelen. Aynı evde yaşayacaksın aynı hayatı paylaşıp aynı kaptan yiyeceksin. Güzelliği bunları güzel eder miydi?

Üçüncü denememden sonra attım yüzüğü nihayet. Üzerimden kalkan yükü anlatamam bile. Güzellik bir hiçmiş orada anlamıştım.

Bir zaman sonra bu nişan atma buhranı içerisinde eski bir arkadaşımla konuşur ederken samimiyet doğdu aramızda. Çok sevimli güleç birisiydi.
Biliyorum tatsız gelebilir size hikaye ama çok hoş gelişti yanımda yaşadığımı görseniz anlardınız ne kadar makul olduğunu.
Çok hızlı bir flört aşamasına girdik ama çokta romantik ilerliyordu beni anlıyor beni tanıyor ve amiyane damarımı da biliyordu beni ikna edebildikten sonra herşeyi yapabilirdi kaldı ki izin alsın da istemem çok müdahale etmem sevgilime ama öyle tatlı yaklaşıyordu ki aklım çıkıyordu bir gülüşüne. Kolumu tutunca başım dikleşiyor erkek olduğumu hissediyordum. Yüzü de sevimliydi mimikleri münhasır ama çok sevimli. Aynı zamanda kadın gibi kadındı çocuk değildi. Anlarsın işte. Sürekli gülerdi.

Ne hissettiğimi ilk farkettiğim zaman düşündüm. Sen renkli göz sevmezsin yummy bu yeşil gözlü sen siyah saç seversin bu düpedüz sapsarı saçlı. Bu kadın senin seveceğin kadın değil yummy dedim kendime.

Ama ona hiç kimseye bağlanmadığım kadar bağlanıyordum. Hadi beni sev dediğinde prensesim balım diye diye bir severdim yanakları pembeleşir pek güzel ve sevimli olurdu. Kimsenin yaşatamadığı duygulardı sen nasıl sevilmezsin. Hatunum derdim de kafasını eğerek gülerdi utanırdı ama hoşuna da giderdi.

Aşkın gerçek tanımını bulduğum andı artık. Bağnazlık etmeyecektim bundan sonra da. Güzellik gelir geçer de gönlü sevecen tatlı birini zor bulursun. Mühim olan sevimli kendini sevdiren olmasıydı tabi ki.

Bütün güzellik algımı yıktı geçti.
Hiç yere yaşamışım onca zaman. Evlilik hayallerime en çok o yakışıyordu. Seni battaniyeye sarıp kucağımda yatıracağım en sevdiğin filmi de açacağım saçlarından öpüp koklayacağım hatta saçlarını bile tarayacağım senin derdim. Belki sana sıcak çikolata da yaparım diye hayal kurardık hoşuna giderdi hoşuna gittikçe de o sevimliliği beni mest ederdi.

Sonra noldu peki merak eden olur. Hala konuşuyoruz merak etmeyin hayat bizi bir araya getirmedi çok ailevi şeyler oldu engeller koyuldu ama biz aşkımızı hala yaşıyoruz uzaktan da olsa ve hala o benim için dünyanın en sevimli en tatlı kadını. Hiç bir zaman bir araya gelemeyeceğimizi bilmeme rağmen.

iyi ki hayatıma girdin güzel insan.hep böyle tatlı kal. seni seviyorum.

eski sevgiliye

gördüm ki ben yokken pekte girmiyorsun whatsupa. seni her yerde gördüğümü bilseydin... yooo biz sadece arkadaş değiliz. etme bunu bize. ben senin boyama kitabı hayatına renk vermeye geldim. ben senin hayatına senin için bir nefes olmaya geldim. ben senin ömrüne ömür vermeye geldim. ayaklarını yerden kesmeye geldim bir daha basmasın diye. beni yadırgama beni eden sensin bunu görüyorsun biliyorsun yapan da sensin bozan da güzelleştiren ya da çirkinleştiren, ben senin aynandaki yansımayım ben senin tarlandaki bir çiçek ben senin kendini ekebileceğin bir bağım. bana kızdığında kendine ettiğin bir ilizyonum. ben senim. kimseye kötülediğin kendinim. ben hep senim sana bıraktım kendimi etmedim yıllarca kimseye olduğum gibiyim senin sevdiğin adam dermeye korktuğun gül gibi dikenliyim.
ben ellerindeki emanetim.
sabretmenin en zor yoluyum değer mi değmez mi karar vermediğin.
ben doğru değilim eğik bir çiviyim çekici elinde ustaya emanet edilen. ben seninim. listenim. kısa sürede edindiğin en büyük tecrübenim.
ben böyleyim kendi içsel dünyanda kaybettiğin kendini kaybettirdiğin bir meczup bir mecnun biraz akıllı bir deliyim.
susmaktan sıkılan psikolojik savaştansa konuşan her daim anlatan yenilgi benim olsun; ruhun rahat olsun zaten ne desen inanamam, sana adanan bir hayat serserisiyim.
konuşulacak çok şey var aslında senden başka kime anlatayım çok ketumum boğazımın boşluğu lafazanlık gerçeği konuşurken pek susarım yazık ki. seni senden başkasına nasıl şikayet edeyim.
görüyorum biliyorum çözümlüyorum gönlüme lafı geçmiyor laf aramızda tiksindiriyor yine de uzak etmiyor. neyin nesi bu?
ben oyun oynamadım sana oyun oyna diyorken bile. tattım biraz. sensin.
sen istediğim kadın hayalisin.
ama hayal ettiğim kadın sen misin?
ikimizde bir çıkmazdayız senin kilidin her ne ise işte,
benim kilidim sen ya da sensin..
adın ne olursa.
ömrün ala olsun.

sensin denilen sevgiliye

gördüm ki ben yokken pekte girmiyorsun whatsupa. seni her yerde gördüğümü bilseydin... yooo biz sadece arkadaş değiliz. etme bunu bize. ben senin boyama kitabı hayatına renk vermeye geldim. ben senin hayatına senin için bir nefes olmaya geldim. ben senin ömrüne ömür vermeye geldim. ayaklarını yerden kesmeye geldim bir daha basmasın diye. beni yadırgama beni eden sensin bunu görüyorsun biliyorsun yapan da sensin bozan da güzelleştiren ya da çirkinleştiren, ben senin aynandaki yansımayım ben senin tarlandaki bir çiçek ben senin kendini ekebileceğin bir bağım. bana kızdığında kendine ettiğin bir ilizyonum. ben senim. kimseye kötülediğin kendinim. ben hep senim sana bıraktım kendimi etmedim yıllarca kimseye olduğum gibiyim senin sevdiğin adam dermeye korktuğun gül gibi dikenliyim.
ben ellerindeki emanetim.
sabretmenin en zor yoluyum değer mi değmez mi karar vermediğin.
ben doğru değilim eğik bir çiviyim çekici elinde ustaya emanet edilen. ben seninim. listenim. kısa sürede edindiğin en büyük tecrübenim.
ben böyleyim kendi içsel dünyanda kaybettiğin kendini kaybettirdiğin bir meczup bir mecnun biraz akıllı bir deliyim.
susmaktan sıkılan psikolojik savaştansa konuşan her daim anlatan yenilgi benim olsun; ruhun rahat olsun zaten ne desen inanamam, sana adanan bir hayat serserisiyim.
konuşulacak çok şey var aslında senden başka kime anlatayım çok ketumum boğazımın boşluğu lafazanlık gerçeği konuşurken pek susarım yazık ki. seni senden başkasına nasıl şikayet edeyim.
görüyorum biliyorum çözümlüyorum gönlüme lafı geçmiyor laf aramızda tiksindiriyor yine de uzak etmiyor. neyin nesi bu?
ben oyun oynamadım sana oyun oyna diyorken bile. tattım biraz. sensin.
sen istediğim kadın hayalisin.
ama hayal ettiğim kadın sen misin?
ikimizde bir çıkmazdayız senin kilidin her ne ise işte,
benim kilidim sen ya da sensin..
adın ne olursa.
ömrün ala olsun.

düşünmek üzerine

Düşünsene her gün aynı yüzle uyanıyorsun her gün aynı rüyanın hormonu, sinirle; mutluluğunu 6 köşe altı rakam zara takas etmiş bulgur yürekli bir kadının kalbi avucunda ezilip izliyorsun hayata dair hayaline karşı hayatı arzuluyorsun küçümsüyor ve gülüyorsun üzülerek ısrarla.
Düşünsene üç yıla sığdıramadığını üç aya sığdırdığını ve öyle sandığını
Düşünsene sığındığını, arzularının o limana yanaşamadığını hep verip hiç alamadığını ireti kaldığını sahip çıkmadığını.
Düşünsene her gün bu yüzle uyandığını için ağlar yüzün gülmek zorunda kaldığını.

genç werther tadında

bilemiyorum.
neyi özledim seni mi sana dair olanları mı?
seni mi sevdim yoksa hayalime en çok sen mi yakıştın.
acıyı mı sevdim uğraşmayı mı yoksa o sen misin?

senin adın Lou bilirsin tarih öncesi sen olsan derdim ki onun kalbinde yer etmişsin.

tadı damağımda, hala acı kendimden verdim sana çünkü; seni gördüğümü bilsen mesela hala beni takip eder miydin ay gördüğünde engelli gökyüzüm aynana bakamam seni görürüm gözlerimin içinde sen sana bakar mıydın.

satma huzuru huzur benim hayatla bir oyun oynayıp uğruna vazgeçtiğin hayalden de geçme ilizyon mutluluk için.

hayata mutluluğunu satarsan o da sana mutlu hissettiren bir ilizyon çıkarır.

aklında benim biliyorum her fotoğraftaki gülüşün bana ait. her tavrın bana nispettir.

aşk yakar schoupenhauer'un yüzdelik dilimine girip dikenine takılan sevdiğim. sen özelsin. eksiklerinle bile güzel.
seni senin beğenmediğin kendin için mi sevdim.

mutlu hissetme beni niye takas ediyorsun on yıl sonra gelecek pirinç için on günde bitecek bulgura niye tamah ediyorsun.

dediğimi unutma carpe diem dediklerinde karşısına çıkan daha önemli bir düşünce zuhur etti momento mori.

ölüm var sevdiğim.

ömrün uzun sanırsın bir gün öleceğini bile bile ne bırakmak istersin güzel bir nesil veya özel bir isim.

intihar mektubum değil bu bilirsin yaşamayı severim kendimle mücadelemin ortası, tam da noktası bu.

sen yanımda ol iyi geliyorken melankoliyi parodi etmek yerine;

birbirimize sarılsak ?

insanın en hastalıklı duygusu

Kendinden daha zeki insanların varlığını yadsıma duygusu.
Kimse artık cahil değil (?) farkında mısınız.

askerlik

askerlik; ben askerliğimi yaparken gerek sözlü gerek yazılı olarak sorulup karşılığında bilirsen mükafat değil ama bilemezsen ceza aldığımız bir soruydu. bunun gibi bir çok soru vardı tabi saçma sapan asker nedir disiplin nedir amir nedir yiv set çap vb.

askerliğe; ''Türk istiklal ve cumhuriyetini, Türk vatanını korumak ve kollamak için harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyetidir.'' tam da böyle cevap vermek gerekiyordu. harp etmenin sanat olduğu yerdir askerlik.

gitmeyenlerde gitsin görsün oraları insanın sadece oturduğu için bile mutlu olabileceğini anlayabilmeleri için de gerekli.

en iyi arkadaşlıklar mahpusta ve askerde olurmuş çünkü hiç kız yok derlerdi de o gerçek değilmiş pek bin çeşit adam var hele de kısa dönemseniz bir sen değil herkes kendini palaz görüp adam sandığı için kimse kimseyle anlaşamıyor zaten.
mesela ben öğretmen celbinde gittim sanırım yarımızdan fazlası öğretmendi çoğu da meslekte idi o adamları gördükten sonra devlet okullarında kesinlikle çocuğumu okutmam dedim. özenle seçilmişler sanki.

hiç dışarıdan görüldüğü gibi bir yer de değil silahınızı alın dedikleri zaman kimi faraş fırça kimi kova kimi kürek alır giderdi. itibarlı bir yer değil öyle. disiplin yok desem yeridir. bir iki komutan vardır korkacağınız gerisiyle enseye tokat göte parmak oynarsınız acemiden sonra. böyle olunca da adamlar emir verince zoruna gidiyor tabi. hem komutan da bir rütbe gibi değil mesleki bir sıfat gibi bir şey. adamın adı komutan yani oooo komutanım napıyonuz nasıl gidiyor hatunla naptınız falan diye takılabilirsiniz komutana öyle karşısına geç selam dur rahat hazır ol görüntüleri canlanıyordur gözünüzde ama öyle bir yer değil orası işte.

orası bir tiyatro üst rütbelere şov yaptığın bir yer sadece o kadar. üst rütbe de ümera sınıfı paşaya doğru yani astsubay falan değil.

orada gizli işsiz memuru gibisin sabah kalk mesaiye başla akşama kadar otur tabi bi komutan asker oturmasın diye illa bir kaç iş bulur angaryadan onu yap geri otur. bomboşsun. öyle boşsun ki ayda 4000 sayfaya yakın okuyordum.

her gitmeyen gitsin görsün.hayatının hiç bir döneminin böylesine bedavadan böylesine boşa gitmediğini anlayarak ömür boyu sıkılmaktan kurtulmak için, hemde -memlekette parası olanın yapmadığı vatan borcunu! paran olmadığı için yaparsan devranın gidişini anlamak ve sıkı sıkı sarıldığınız inandığınız sistemin çarkını bırakmak için.

türk insanındaki beşere tapma merakı

Türkiye de insanların fitratinda var bu turbeden medet dilenen de bizleriz. La kel beşer beynel hacer hadi kutsayın bizi.

sözlük yazarlarının hayat felsefeleri

Evvel refik badel tarik.

komünist bir kızı tavlama teknikleri

baskın karakterli biriyseniz ki sağlam oturuşmuş karakter baskındır hele genel kültür seviyeniz de yüksekse bir şey yapmanıza gerek kalmaz istersen ülkücü ol. herkesin sevilmeye değer bir yanı vardır.
nitekim kendisi gibi sosyalist bir erkekle çok fazla mutlu da olmayacaktır. kadın biraz erkek arar biliyor musun sevgili dostum. kendi güruhu içinde biraz medeniyetten erimiş adamlar var. erkek gibi erkek olmak zordur dostlar.

mevlana ile şems arasındaki gay ilişki

onlar birbirine fenafişşeyh olmuş insanlardır. aşk bir duygudur aşk sadece kadın erkek arasında yaşanmaz. aşkı cinsellikle ve arzularla karıştırmayın.
insan insanı sevemez mi aşık olamaz mı?
yunus emre hiç görmediğine aşık olmadı mı?
ferhat şirin için mi deldi dağlar?
peki ya mecnun leylayı mı sevdi sanmıştınız??
aşkı daracık beyninizle nasıl algılıyorsunuz. sizin algıladığınız aşk neyzenin ben deli miyimle başlayarak anlattığı şeydir.
insan taşa bile aşık olur da siz bilmezsiniz.

bak anlamış bize de anlatmış adam;

bende mecnundan füzun aşıklık istidadı var
aşık-ı sadık benem mecnunun ancak adı var

gezme ey gönlüm kuşu gafil feza-yı aşkta
kim bu sahranın güzer-gahında çok sayyadı var.

şu muhabbeti de fazlaca uzatıp insanların değer yargılarını dürteleyerek dikkat çekip benliğini tatmin etmeye çalışan aciz zayıf karakterli insanlar * olduğunuzu belli etmeyin zira memleket hakkında çokta iyi şeyler düşünmüyorum artık.